Tokyo – Asya’daki en heyecan verici başkent… Yüzyıllar öncesinin gelenekleri ile kendine has ateşini ve enerjisini içinde barındıran en yeni şehir kültürüne ait sürekli gelişen unsurların el ele verdiği şehir…
Daha önce Edo Kalesi olan İmparatorluk Sarayı'nın çevresinde halen eskiden kalan su dolu hendekler bulunur. Şaşaalı kapılar ve eski nöbetçi kuleleri sarayın etrafında belirli aralıklarla konuşlandırılmıştır. Ana girişe zarif Nijubashi (Çifte Köprü) ile ilerlenebilir olup özel günlerde halka açıktır. Doğu Bahçesi (Higashi Gyoen) bir zamanlar kalenin en yüksek kulesinin bulunduğu yerdir. Her mevsime özgü çiçeklerin süslediği bu bahçe, ideal bir dinlenme yeri olarak herkese açıktır.
Tokyo İstasyonu'nun batısında Japonya'nın en büyük iş merkezi
Marunouchi bulunur. Bu bölgedeki eski binaların yerini her geçen gün yeni ve görkemli ofis binaları, mağazalar ve restoranlar almakta olup, bölge bu haliyle pek çok ziyaretçi için bir çekim merkezi haline gelmektedir.
Buradan 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde, şık alışveriş merkezleri ve yanıp sönen parlak neon ışıkları ile dünyaca ünlü Ginza semti bulunur. Kabukiza Tiyatrosu hemen yanı başınızda yükselir.
Ginza ve Yurakucho'nun baş döndürücü neonlarından uzaklaşıp ferah Ueno semtine geldiğinizde sizi şehirdeki en büyük park olan Ueno Parkı karşılar. Nisan ayının başlarında bu parkı, soluk pembe renkli kiraz çiçekleri sarmalar. Sayısız ziyaretçi ve şenlikçinin akın akın geldiği bu park, çok çeşitli müzeleri ile büyük bir kültür ve sanat merkezidir.
Dünyanın en geniş ve en ünlü elektronik semti olan Akihabara son zamanlarda, anime, bilgisayar oyunları ve kostüm oyunlarının fanatikleri olan Otaku'lar için kutsal bir yer halini almıştır. Burada, animasyon figürleri, kostümleri ve manga bulabileceğiniz anime ile ilgili birçok mağaza bulunmaktadır.
Tokyo'nun eski zamanlarda nasıl göründüğünü merak ediyorsanız, Asakusa semtini görmelisiniz. Dar arka sokaklar, kimonodan el yapımı taraklara kadar çeşitli geleneksel eşyalar satan dükkânlar ve eski binalar... Renkli dükkânları ile Asakusa Kanon Tapınağı hediyelik eşya almak için idealdir.
Şehrin modayı takip eden batı kısmındaki Shinjuku, popüler gece kulüpleri ile kaliteli ve lüks alışveriş merkezlerine ev sahipliği yapar. İnsana huzur veren Shinjuku Gyoen Ulusal Bahçesi de buradadır.
Dingin Meiji Mabedi ile modern Harajuku ve Aoyama semtlerine komşu olan Shibuya semti, özellikle gençler tarafından rağbet gören gözde bir alışveriş ve eğlence cennetidir. Shibuya, gençlik kültürünün sürekli gelişip zenginleştiği, modayı belirleyen bir merkez konumundadır. Uluslararası sanatın ve modanın en önde gelen örneklerini burada gözlemlemek mümkündür. Burası, kaldırımlara taşan kafelerdeki insanlarıyla sıcak ve keyifli bir ortam sunar.
Uluslararası ziyaretçilerden çok rağbet gören gece kulüpleri ile Roppongi, yeni açılan Tokyo Midtown (Kent Merkezi), Ulusal Sanat Merkezi, Tokyo ve Roppongi Tepeleri gibi sanat ve kültür merkezleri ile hızla gelişmektedir.
Tokyo Limanı'nın yeniden kullanılabilir hale getirilmiş toprakları üzerinde bulunan Odaiba, başkentin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olup geniş bir alışveriş merkezi ile kaplıca eğlence merkezi Ooedo-Onsen Monogatari'ye de ev sahipliği yapar.
Tokyo Çevresine Geziler
Japonya'daki en ünlü eğlence merkezi olan Tokyo Disney Resort®, Tokyo tren istasyonuna trenle yalnızca 17 dakika uzaklıktaki Maihama semtinde yer alır.
Tokyo'nun batısında yer alan Takao Dağı, 599 metre yüksekliktedir ve zengin doğasıyla ulusal park ilan edilmiştir. Tokyo'nun merkezinden trenle yaklaşık 1 saatlik mesafede bulunan park, dağ yürüyüşleri açısından da oldukça popüler bir yerdir. Özellikle Kasım ayındaki sonbahar yapraklarının ve Şubat ayında çiçek açan erik ağaçlarının güzellikleri birçok kişiyi dağa çeker. Dağın zirvesine yakın oldukça ünlü bir tapınak da bulunmaktadır.
Japonya'nın ikinci en büyük şehri olan Yokohama, Tokyo'ya trenle 30 dakikalık mesafededir ve Meiji Restorasyonu (1868-1911) sırasında yabancıların ikametine açılan ilk Japon şehirlerinden bir tanesidir. Sayısız tarihi binaları ve ferah Sankei-en Bahçesi ile çok canlı bir liman şehridir.
Liman bölgesindeki "Minato Mirai 21" semti, eğlenceli alışveriş olanakları ve müthiş gurme lezzetleri ile gençler arasında oldukça revaçtadır. Ayrıca Yokohoma'daki Çin mahallesinde (China Town) birbirinden güzel, sayısız restorana rastlamak mümkündür.
Tokyo'dan 1 saatlik tren yolculuğu mesafesindeki Kamakura, huzur veren tapınakları ile küçük ve sessiz bir kıyı kasabasıdır. 1192 yılında kurulmuş olan feodal yönetime bir zamanlar ev sahipliği yapmış olan bu kasaba, köklü ve tarihi mirasının büyük bir bölümünü halen korumaktadır. Kamakura'da turistlerin en çok ilgisini çeken eser, dev bronz "Daibutsu" (Büyük Buda) heykelidir. Bu etkileyici Büyük Buda 11,4 m. uzunluğunda, 122 ton ağırlığında olup açık alanda yer alır.
Kamakura istasyonunun yanında Tsurugaoka Hachimangu Mabedi bulunur. Bölgede bu mabedin yanı sıra irili ufaklı birçok Budist tapınağı vardır
Burada yapacağınız küçük bir gezinti, sizi 12. yüzyıl Kamakura'sına götürecektir. Ziyaret ettiğiniz her tapınakta, mevsim çiçekleri sizi karşılar.
Tokyo Shinjuku istasyonundan 1,5 saatlik tren yolculuğu mesafesindeki Hakone, Fuji-Hakone Izu Ulusal Parkı'nı oluşturan zarif dağlar arasına kurulu ünlü bir kaplıca alanıdır. Burada, turistler tarafından en fazla rağbet gören yerlerden bir tanesi de yüzlerce heykelin yer aldığı Açık Hava Müzesi'dir. Bölgede bulunan kaplıcalardan bir tanesine gelip rahatlamak dünyalara bedel bir deneyim olacaktır. Fuji Dağı'nın muhteşem manzaralarını gözler önüne seren Ashi Gölü çevresinde bir gezintiye çıkın. Owakudani'de ise taşlardaki oyuklardan yükselen buharı ve kükürtlü dumanı göreceksiniz.
3776 m. yüksekliğindeki Fuji Dağı, Japonya'nın en yüksek dağı olmakla kalmayıp aynı zamanda en iyi bilinen sembolüdür de. Temmuz ve Ağustos aylarında elverişli tırmanma koşulları sunmasının yanı sıra, çok çeşitli doğal eğlence alanlarının da merkezi konumundadır. Bu alanlar arasında yer alan kuzeydeki Fuji'nin Beş Gölü'nde dağ yürüyüşü, kayıkla gezinti, balık tutma, kamp ve piknik gibi pek çok dinlence olanağı mevcuttur.
Hakone'nin güneyindeki Izu Yarımadası, kaplıca merkezleri ile ünlü önemli bir dinlence alanıdır. Yarımadanın manzarasını kaplıcalar ve şelaleler yönünden zengin Amagi Sıradağları oluşturur.
Izu'nun Yedi Adası, hoş deniz manzaraları ve kaplıcalar ile etkileyici volkanik topografyayı bir arada sunan muhteşem bir tatil beldesidir. Örneğin, Oshima Adası, hızlı feribotla Tokyo'dan 1 saat 45 dakikalık uzaklıkta bulunan ve günübirlik bile ziyaret edebileceğiniz gözde bir tatil merkezidir.
Kusatsu Onsen Japonya'nın en ünü kaplıca merkezlerinden biridir. Tokyo'dan aktarmasız otobüsle 4 saatten kısa bir sürede ulaşmak mümkündür. Kaplıcanın madeni parayı bir haftada eritebilecek denli asitli suyu olağanüstü tesirlidir.
Tokyo'dan trenle 2 saat uzaklıktaki Nikko, hem bir doğal güzellik harikası hem de en fazla görülmeye değer Japon mimarisi örneklerinin merkezidir. Tokugawa şogunluğu kurucusunun kabrinin bulunduğu Toshogu
Mabedi, Nikko'nun en görülmeye değer yerlerinden bir tanesidir. Mabet, bolluğu temsil edişi ve dekoratif çeşitliliği ile Japon mimarisinin mihenk taşlarından birisidir.
Onsen Kaplıcaları
Sıcak suya batırılmış dev bir süngere benzeyen Japonya'nın, kelimenin tam anlamıyla hemen her yerinden binlerce sıcak su fışkırmaktadır. Onsen merkezleri, sayıları 1800'e varan bu sıcak su kaynaklarında, Japonların güzel ve sıcak banyoya olan yaklaşık 2000 yıllık düşkünlüklerinden doğmuştur. Ülkede bulunan kaplıca merkezleri, ziyaretçiler açısından en keyif dolu yerler arasındadır. Kaplıca keyfi, aslında sıcak ve mineralli sulara dalmaktan çok daha fazlasını sunar. Gidin ve kendinizi onsen banyolarından birine bırakın. Müptelası olacaksınız!